11 Mayıs 2014 Pazar

Kamer

Sultan II. Abdülhamid zamanında maarife ehemmiyet verilmesi sayesinde mühim telif ve tercüme eserler neşredilmiştir. Bu neşredilen eserlerin, benzeri günümüz Türkçesi ile neşredilen kitaplarda mevcut değildir. Öklid'in Elemanlar adlı eserinin günümüz Türkçesi ile neşredilmemiş olması [1] veya kamere (ay) dair bir kitabın günümüz Türkçesinde mevcut olmaması düşündürücüdür. Kütüphanelerimizin astronomiye dair (okuyamadığımız) Arapça ve Osmanlıca kitaplar ile dolu olduğu düşünüldüğünde, ne hale düştüğümüz anlaşılmış olur.

Osmanlı son devir hukukçularından Müderris Mahmud Esad Seydişehrî (1856-1918), talebeliğinde naklî ve aklî ilimleri tahsil etmiş; Arapça'nın yanında Fransızca, İngilizce ve Almanca gibi yabancı lisanlar da öğrenmiştir. Çok sayıda telif eseri (akaid, fıkıh, fıkıh usulü, hadis usulü, dinler tarihi, İslam tarihi, hukuk tarihi, iktisat, devletler hukuku) olan Mahmud Esad Efendi'nin bilhassa Fransızca'dan tercüme eserleri (ay, güneş, madenler, devletler hususî hukuku) de vardır [2]. Bilimsel kitaplar telif eden fransız Amédée Guillemin'in (1826-1893) La Lune adlı eserinin [3] tercümesini Kamer adıyla neşretmiştir [4]. Bu tercümenin ifâde-i mahsûsasının Osmanlıca ve latinize hali aşağıda verilmiştir. 


İfâde-i Mahsûsa

Vatanımızda fünûn ile iştiğâl etmeyen zevâta malûmât-ı fenniyye verecek, tabî'atın bedâyi'ni nazar mutâla'alarına arz edecek kitâb yok gibidir.

'Ale'l-husûs bizde ilm-i hey'et, hikmet-i tabî'iyye gibi - biri  nigâhımıza münevver çehrelerini arz ederek semayı lâceverdi üzerinde sebh eden âlimlerden, diğeri etrafımızı muhît olan mevâd-ı tabî'iyyenin tahvilât ve tebdilâtından bâhis - bunlar açdıkları serâir-i tabî'atı, ğarâib-i vücûdiyyi mekâtib-i âliyyede tahsîl-i fünûn etmeyenlere arz eylemiyorlar.

Nûr-ı hayat bahşâsıyla küremizi ve küremizden daha muazzam, daha cesîm dünyalardan müteşekkil bir âlemi tenvîr eden güneşimizin, niceleri ormanlık yaprakları arasından hulul eden emvâc-ı bahr-ı simin ziyâlarına ğark eden semânın bir köşesinde insanlara mütebessimâne nigerân olan kamerimizin mahiyetine vâkıf pek az âdem bulunur.

İşte biz bu noksan-ı derpişi mütâla'a ederek fransa mütefennîni meşhûresinden "Amedee Guillemin" nâm zâtın "fünûn ile tatbîkât-ı fenniyyeye dâir umûm için küçük kitâbhâne" unvânlı silsile-i kütübü fenniyesini tercemeye başlıyoruz.

Bunlar herkesin anlayabileceği bir tarzda yazılmış olduğundan kâri'lerini fünûna vâkıf etmeğe, tabî'atdan habîr eylemeğe mütekâfildir.

Bu silsile-i kütübün birincisi olan "kamer"i bugün erbâbı mütâle'aya arz ediyoruz.

Eminiz ki niceleri sırlarımızı tevdi' ettiğimiz, ziyâ-yı hazîneyi temâşâ ile efkârımıza müstağrık olduğumuz, semâ-yı lâceverdi üzerinde nücûm arasında hafif hafif seyrânını meftûtâne seyr eylediğimiz kamerin, o zulmetler hukümdârının mâhiyetine, sinesinde sakladığı esrâr ve ğarâibe vukuf peyda etmek isteyenler için şu kitâb güzel bir hıdmet îfâ etmiş olacak. Mart 1303

Mahmud Es'ad


Referans ve Notlar

[1] "Öklid ve Hendese" başlıklı yazıya müracaat edilebilir.

[2] Murtaza Köse, "Osmanlı Son Dönem Hukukçularından Seydişehirli Mahmut Esad'ın Hayatı, Eserleri ve İlmî Kişiliği", İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sayı 2, s. 207-217, 2003. Makalenin pdf haline buradan ulaşılabilir.

[3] Kitabın Fransızca orjinaline buradan ulaşılabilir.

[4] Mahmud Esad Seydişehrî, Kamer, Vilayet Matbaası, İzmir, 1311.