12 Ekim 2017 Perşembe

Kant'ın Tezindeki Besmele*

Müsteşriklerden Hartmut Bobzin, yazdığı birçok eserin yanında, Kuran-ı kerimi Almanca'ya tercüme etmesiyle tanınır. Kaleme aldığı "Immanuel Kant Und Die Basmala" [1] adlı makalede, Kant’ın tezinde yer alan Besmele’nin hikmetini izah için çok sayıda referansa müracaat eder. Bu makalenin yazılma sebebi; Abdoldjavad Falaturi'nin, bunun bir tesadüf olmadığını; o devirdeki entellektüellerin üstünlüğüne, yani onların düşünce cihetinden çok ileri mertebede bulunduklarına delalet edececeğini iddia etmesidir. Bobzin, makalesinde evvela böyle bir mukayesenin isabetli olmadığını; yani Besmele kullanımının Kant’ın yaşadığı devrin mütefekkirlerinin üstünlüğüne ve derinliğine delalet etmeyeceğini ispata çalışır. Kant’ın yazılarında Besmeleyi kullanmasının, İslam dinine duyulan sempati ile irtibatlı olmadığı aşikardır. Kant, Besmeleyi doktora tezinin kapak sayfasında kullanmıştır. 
Kant'ın "doktordiplom"u

Makalenin Hülasası

Kant, Besmeleyi, kitabın baş sayfasında kullanmış; yani asıl araştırmaya dahil etmemiştir. Falaturi ise Besmeleyi araştırmanın bir parçası olarak görür. Kant’ın Besmeleyi baş sayfada kullanması hususi bir hal değildir. Çünki o devirdeki araştırmacılar ve bilhassa şarkiyatçılar, telifatlarının baş sayfasına farklı lisanlarda hikmetli sözler yazarlardı. Bobzin, bununla alakalı olarak Erlangen ve Jena Üniversiteleri kütüphanesinde 16.ve 17.asra ait takriben 1000 doktora tezini gözden geçirmiştir. Tezlerin bir kısmı 1544 tarihinde kurulan ve İkinci Cihan Harbi’ne kadar meşhur olan bir Protestan üniversitesince neşredildi (Alber-Universitaet Königsberg). Kant, burada felsefe kısmında okumuştu. 

Baş sayfadaki yazılar, aynı zamanda bir davetiyedir. Kant, kendisine Doktora ünvanı (gradum et insignia) verileceğini ve 12 Haziran 1755 tarihinde bir toplantı yapılacağını ilan etmiş oluyor. 

Johann Bernad Hahn'in 1735 tarihli doktora tezi

Eğer Besmele Avrupa’daki bilimsel yazıların çerçevesinden değerlendirilirse ve Kant’ın tezine ait olacağı düşünülürse o zaman Arapça yazının bir mevkii vardır. Bunun adı ‘invocatio’dır  ve Allah’ı zikretmeyi ifade ediyor. O zamanki doktora tezlerinde farklı dillerde baş sayfada ve hatta bazan da asıl metnin başlangıcında zikir veya yalvarış yer almaktadır. (Çeşitli misaller makalede mevcuttur). 

Araştırılan yazıların çoğunda İbranice ve Yunanca sözler de tespit edilmiştir. Arapça, daha az kullanılan diller arasındadır. Kant’ın bilhassa Besmeleyi kullanması, istisnai durumdur ve Bobzin bu hususda sadece bir farklılıktan ibaret olduğuZeitschrift Für Arabische Linguistiknu ifade ediyor.

İslam dünyasında besmele, davet ‘invocatio’ için kullanılmaktadır. Binaenaleyh bu hususu, o devrin aydınlığı ve açık görüşlülüğü ile irtibatlandırmak yanlış olur. Bunun örneği daha önce yazılmış eserlerde mevcuttur. (Resim - 2). Hatta bazı tezlerde, Besmele asıl metnin başlangıcında yer alıyor. Fakat bunun sebebi hakkında müellif tafsilat ve izahat vermiyor. Muhtelif üniversitelerde basılan bazı tezlerde de Besmeleye tesadüf edilmektedir. Fakat üniversitelerin dini aidiyetleri olması (Protestan, Katolik veya Ortodox), bunun İslam dinine karşı hissedilen bir sempati ile alakalı olmadığını gösteriyor.

En eski Besmele yazısı 1640 tarihli doktora tezinde bulunmaktadır. Bunu ‘sadece’ farklı gözükmek için yapmışlardır. Bu hadise Wittenberg ve Jena gibi bazı Protestan üniversitelerinde bulunan eserlerde mevcuttur. 

Theodor Hackspan'in 1640 tarihli doktora tezi
O devir müellifler şark ile irtibatlı bir eser yazmışsa, o kültüre ait bir unsuru tezinde aksetmeye çalışır. İbranice yazılardan bu anlaşılıyor. Bu vesile ile Arapça yazılar için de aynısını ifade edilebilir. Yani metnin müslümanlarla alakalı olduğunu gösteriyor. 

Besmele kullanımının “tolerans” ile de bir irtibatı da olabilir. Nitekim Prusya Krallığı devrinde tolerans (krallığın nezdinde) mühim bir yer alıyordu. Bundan dolayı I. Friedrich Wilhelm 1732’de Türk askerleri için mescid inşa ettirmiştir. Ancak bu hoşgörü anlayışına istinaden Besmele hususunda uç fikirlere varmanın isabetli olmayacağını ifade eder. 

Kant'ın Besmeleyi kullanması yeni bir hadise değildir. Bilakis bu, o zamanlar Almanya'da tezlerde kullanılan bir metot idi. Onun düşüncesine göre Besmele farklı olmaktan ibarettir.

Referans ve notlar

* Ricamı kırmayıp, makaleyi hülasa eden Bochum Üniversitesi Şarkiyat departmanında ihtisas yapan Eyüp Kalyon beye teşekkür ederim. Makale gözden geçirilip neşredilmiştir.

[1] Hartmut Bobzin, “Immanuel Kant Und Die ‘Basmala’ Eine Studie Zu Orientalischer Philologie Und Typographie in Deutschland Im 17. Und 18. Jahrhundert”, Zeitschrift Für Arabische Linguistik, no. 25, 1993, pp. 108–131.