9 Mayıs 2010 Pazar

Tehâfütü'l-Felâsife

Bazı yabancı ilim adamlarının cesareti hayret vericidir. Uzmanlık sahaları olsun olmasın meseleleri ele alırken çok rahat yazarlar ve eserler ortaya koyarlar. Diğer bir hayret verici olanıysa, bu eserleri türkçeye tercüme edenlerin, tercüme ettikleri konu hakkında ne kadar az bilgiye sahip olduklarıdır. Yazarın çok açık bilgi hatasına dipnotta dikkat çekmemek hem de 13 baskısı yapılmış bir eserde önemli bir eksiklik değil midir?

William H. McNeill'in A World History eserinin türkçe tercümesinin 13. baskısından şu pasajı sizlerle paylaşıyorum [1]:
Akla karşı duyulan ilgisizlik ve güvensizlik, Gazali (ö.1111) tarafından sistemli bir biçimde dile getirildi. Gazali bu yolda Aristoteles mantığını teoloji gerçeklerini akıl yürütme yoluyla bulmanın olanaksızlığı düşüncesini kanıtlamada kullanmıştı. Yapıtı Felsefenin Yıkılışı*, adından da anlaşılacağı gibi, açıkça, mantığın insanı gerçeğe götüren bir yol olmadığını öne sürer....

* İngilizce metinde The destruction of Philosophy; Arapça özgün adı "Tehafüt el-felasife"; tehafüt, kendini art arda bir şeye çarpma anlamına gelmektedir (ç.n.)

Tercüme edilen kısmın orijnal hali [2]:
Disinclination from and distinct of reason found its own systematic expositor in the person of al-Ghazali (d.1111), who used Aristotelian logic to demonstrate the impossibility of discovering the truths of theology by human reasoning. His book, The Destruction of Philosophy, as its title implies, expressly repudiated the value of logic as a path toward the truth...

McNeill, Tehâfütü'l-Felâsife kitabının ismini ingilizceye hem yanlış tercüme etme hem de bu yanlış üzerinden yorum yapma hatasına düşmüştür. Aynı hata türkçe tercümesinde de devam etmiştir. Tercüme eden tehafüt'ün anlamını dipnotta verirken felasife'nin anlamını vermeyerek bir anlamda yazarı onaylamaktadır. Maalesef, aynı hataya başka yabancı yazarların ve Türkiye'deki felsefecilerimizin eserlerin de rastlamaktayız [3]. Halbuki felâsife, feylosof kelimesinin çoğuludur ve filozoflar anlamına gelmektedir. Felsefe ile Felâsife kelimelerini aynı anlamda tutmak hem yazarın hem de tercüme edenin konu hakkındaki bilgi seviyesini ortaya koymaktadır. Kitabın başlığını anlamayan içeriğini nasıl anlar siz tahayyül edin? "mantığın insanı gerçeğe götüren bir yol olmadığını" öne sürdüğü iddia edilen Gazali acaba neden el-Mustasfâ adlı eserinin başında "Mantık ilimlerin girişidir. Mantığı tam olarak bilmeyenin bildiği ilimlere de güven duyulmaz" yazmıştır [4].

Gazali gibi İslam medeniyetinde önemli bir yer işkal eden âlimin bırakın eserlerinde yazdıklarının anlaşılmasını, kitabının başlığının bile yanlış tercüme edilmesi ne kadar gariptir.

Yazıyı Morrison'un Tehâfütü'l-Felâsife hakkındaki yorumunu aktararak sonlandırıyorum [5]:
Tehâfütü'l-Felâsife adlı eser felsefecilerin belli argümanlarına karşı bir hareket olarak görülmelidir, yoksa felsefenin tümüyle reddi olarak görülmemelidir

Referanslar

[1] William H. McNeill, A World History (Dünya Tarihi), Trc. Alâeddin Şenel, Ankara, 2008, s. 346.
[2] William H. McNeill, A World History, 1967, s. 240.
[3] Will Durant, The Story of Civilization, Cild 4 (The Age of Faith), New York, 1950, s. 332; Betül Çotuksöken ve Saffet Babür, Metinlerle Ortaçağda Felsefe, İstanbul, 2000, s.156.
[4] Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazzâlî, el-Mustasfâ min ilmi usûli'l-fıkh, s.10 (Muhammed Âbid el-Câbirî, Arap-İslâm Kültürünün Akıl Yapısı - Arap-İslam Kültüründeki Bilgi Sistemlerinin Eleştirel Bir Analizi, İstanbul, 2000, s. 547'de geçmektedir.); Esiru'd-din el-Ebherî, İsagoci Tercümesi ve Mantık Terimleri Sözlüğü, Trc. ve Haz. Talha Alp, İstanbul, 2007, s.5.
[5] Robert G. Morrison, Islam and Science : the intellectual career of Nizam al-Din al-Nisaburi, 2007, s. 13.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder