12 Ekim 2009 Pazartesi

Kopernik ve Osmanlı

1510 yılında Kopernik yeni teorisinin kısa bir genel takdimini Commentariolus adlı risale ile yaptı. Bu risalesinde, dünyanın güneş sisteminin merkezi olmadığı, sadece ay yörüngesinin merkezi olduğu ve bütün gezegenlerin güneş etrafında döndükleri anlatılıyordu. Ancak, sistemini birçok noktalarda eksik ve zayıf bırakmıştı. Latince De Revolutionibus Orbium Coelestium eserinin ilk baskısı 24 Mayıs 1543 tarihinde yazarın ellerine verildikten birkaç saat sonra Kopernik ölmüştü [1].

İslam dünyasının Kopernik astronomisi ile teması, Zigetvarlı Tezkireci Köse İbrahim Efendi’nin 1660’lı yılların başında Fransız astronom Noel Durret’in Novae Motuum Caelestium Ephemerides Richelianae adlı Latince eserini ilave ve düzeltmelerle Secencel el-Eflâk fî Gâyeti’l-İdrâk adıyla önce Arapça’ya, sonra Türkçe’ye tercüme etmesiyle olmuştur. Avrupa’da din-bilim çatışmasına yol açan güneş merkezli (heliocentric) kainat kavramı, Osmanlıda teknik bir mesele olarak görülmüş, daha sonra Batlamyus’un yer merkezli (geocentric) sistemine tercih edilmiştir [2]. 

Geocentric sistemden heliocentric sisteme geçişle ortaya çıkan koordinat değişikliğinin pratik hesaplamalar açısından bir tesiri olmamıştır. Tezkireci Köse İbrahim Efendi eserde şunları söylemektedir [3]: 

“1461 yılında Alman bilginlerinden Peurbach ve Regiomontanus, Alfonso Zîci’nin yanlışlarını tespit ettiler. Regiomontanus, zîci düzeltmek için gözlemlere başladıysa da ömrü yetmediğinden çalışmasını bitiremedi. Birkaç yıl sonra daha başarılı ve üstün olan Nikola Kopernik, Alfonso Zîci’nin yanlışlarını bulup temelinin sakat olduğunu anlayarak 1525 yılında yeni bir yol ortaya çıkardı.

…Sonra Kopernik yeni bir temel kurup Yer’in hareketli olduğunu varsayıp küçük bir zîc yaptı. Bu zîc kendisinden sonra Tycho Brahe zamanına kadar 60 yıl kullanıldı. 

Daha sonra Reine kıyılarında Tycho Brahe çok sayıda mükemmel aletlerle gözlemlerde bulunup Kopernik Zîci’ni düzeltmeye başladı... Ancak Bohemya Seferi çıktı. Zîcinin müsveddelerini bastırmak istedi ise de ömrü yetmediğinden başaramadı. Sonunda çağdaşı olan, Daina şehrinden Longomontanus, Tycho’nun zîcine yakın, yanlışı çok olmayan bir zîc meydana getirdi. 

Bundan sonra İspanya Kralı Rudolph’un yanında çalışan Kepler adlı bilgin Tycho’nun gözlemlerine dayanarak bütün yıldızlar için bir zîc tertip ederek Rudolph Zîci diye adlandırdı. Kendisinin de dediği gibi bu zîc yapılan gözlemlere bütünüyle uymuyordu. Çünkü Batlamyus’un gözlediği yıldızların yerleriyle, bu zîcinki birbirini tutmuyordu. Güneş ile ay tutulmaları da bu zîce uyum göstermiyordu. Sonunda Durret adlı bilginin Lansberge’nin zîcine dayanarak 30 yıl gözlemle meydana getirdiği zîcini, Tezkireci diye tanınan ben İbrâhim el-Zigetvarî getirtip tercüme ettim”.


Referanslar

[1] Robert B. Downs, Dünyayı Değiştiren Kitaplar, trc. Erol Güngör, İstanbul, 2008,  s.187,190.

[2] Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlılar ve Bilim, İstanbul, 2003, s. 37.

[3] Ekmeleddin İhsanoğlu, a.g.e, s. 166-168.

1 yorum: