9 Mart 2011 Çarşamba

"Kapitalizm ve Modernlik"

Jack Goody'nin daha önce Islam in Europe adlı kitabından iktibaslar eklemiştim. Şimdi Capitalism and Modernity: The Great Debate kitabından bir kaç yer aktaracağım [1] ({ } işaretleri arasındaki ifadeler tarafıma aittir):

Heilbroner, kapitalizmden söz ederken şöyle der: 'Emek-ücret ilişkisi, emeğe boyun eğdirme aracı olarak değil fakat emeği özgürleştirme aracı olarak ortaya çıkar, zira can alıcı önemde bir gelişme olan ücretli-işgücünün köleleştirilmiş veya serfleştirilmiş emeğin yerini alışı, çalışan kişilerin emeğin sermaye tarafından kullanılmasını reddetme hakkında dayalıdır [R.I. Heilbroner, "Art. Capitalism", The New Palgrave Dictionary of Economics, J. Eatwell vd. (ed.), Londra, 1987, s.349]'. Pye'nin yan yana dizilmiş kadınların radyo imalinde görev aldıkları Cambridge'teki fabrikayı (bugünkü Philips) bir Afrikalı şef ya da reis ile birlikte dolaşmamızdan bir başka yerde söz etmiştim.Fabrikanın bir duvarında işçilerin giriş-çıkışlarını tespit için kullanılan bir saat yer alıyordu. Kendisine eşlik etmekte olduğum reis şaşkın bir biçimde gözlerini bana çevirdi ve kendi diliyle 'Bunlar köle mi?' diye sordu. s. 2


Onsekizinci yüzyıl Avrupa'sı, kitapların sayısında ve okumada muazzam bir artışa tanıklık etti. Matbaanın icadından beri tedrici bir artış gerçekleştirmiş olan kitap ticareti, 1662 yılında kabul edilen Lisans Yasası'nın 1695 yılında lağv edilmesiyle büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Bu ilga ile Stationers' Şirketi'nin basım ve yayın üzerindeki yasal tekeli kaldırıldı ve yayıncılık, başkentte olduğu kadar taşra illerinde de gelişme kaydetmeye başladı. Kitap satıcıları çoğaldı; aynı şekilde, kütüphaneler, abonelik sistemiyle çalışan kütüphaneler ve kitap  kulüpleri de çoğaldı. Erkeklerde okur-yazarlık oranı 1506 yılı itibariyle yüzde 10 iken, 1714 yılında yüzde 45'e, yüzyılın ortasında ise yüzde 60'a çıktı. Aynı tarihler itibariyle kadın okur-yazarlık oranı ise, sırasıyla, yüzde 1, yüzde 25 ve yüzde 40 idi. Kitaplar, en azından Avrupa'da, daha önce hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hal aldı. İleride göreceğimiz gibi Müslüman dünyada ve muhtemelen Çin'de daha çok sayıda olmak üzere kitap uzun süredir mevcuttu. s. 15


Çin, belli döküm tekniklerinin gelişimi veya el arabası gibi daha aletler itibariyle Avrupa'nın neredeyse bin yıl ilerisindeydi. Bununla birlikte, kağıt kullanımı, sekizinci yüzyıl ortaları ile onuncu yüzyıl ortaları arasından Semerkat'tan Endülüs'e yayıldı, Arap rakamlarının yayılması için ise, birkaç onyıllık süre yetti. s. 152


'Bürokratik gerensinimin Müslüman resmî görevlileri kağıdı benimsemeye sevk etmiş olması mümkündür; fakat, kağıdın İslam topraklarında ulaşılabilir durumda olması kitapların ve yazılı kültürün Avrupa'nın başka hiçbir yeriyle mukayese edilemeyecek ölçüde büyük bir yaygınlık kazanmasında da etkili oldu' [J.M. Bloom, Paper Before Print: The History and Impact of Paper in the Islamic World, New Haven, 2001, s. 91]. Kitap nüshaları, matbaa makinasına sahip olan Çindekinden bile çok daha fazla sayıda basılmaktaydı. Herbirine Kur'an'ın ve Kur'an'ın lisanının kutsiyeti atfedilen kitaplar, Kurtuba'dan Çin sınırlarına uzanan bir kültürün parçalarıydı; söz konusu dil, malların ve fikirlerin hızla yayılmasını sağlayan muazzam bir ortak pazarı temsil ediyordu. Kur'an'ın -'Kitap temelli bir kültür' olan - İslam'da yazıya olağan dışı bir saygınlık tanınması bu yayılmayı kolaylaştırdı. s. 153


Resmi tarihçi Reşideddin, kaleme aldığı dünya tarihinde (1301-1311) Çinlilerin baskı makinası hakkında kısa bir bilgiye yer ayırmıştır. İslam dininin matbaaya teveccühünün olmamasına (Tanrı'nın ve Peygamber'in isminin elle istinsah edilmesi gerekiyordu) {Yazarın bu sözünün gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyim. Elle istinsah edilecek diye bir kaidenin dini metinlerde geçtiğine rastlamadım. Kaldı ki matbaaya teveccühün olmamasının nedenini yazar yukarıda iktibas edilen bölümlerde açıklamıştır. İslam medeniyetinde, kitap üretimi için ciddi bir sistem geliştirilmiştir. Kütüphanelerdeki mevcut kitap sayıları bu üretimin önemli bir delilidir. Bu sistem kitap ihtiyacına rahatlıkla cevap verebilmekteydi. Yoğun ilmî faaliyetlerin olduğu bir medeniyette kitap krizinin yaşanması durumunda, başka çözüm yollarının aranacağı aşikardır. Bunu Osmanlı Devleti'nde rahatlıkla müşahade edebiliriz. Matbaanın Osmanlı Devleti'nde müslümanlar arasında geç kullanılmaya başlanmasının sebebi mevcut kitap üretim sisteminin yeterliliğidir. Matbaa konusundaki spekülatif yazıların çokluğu konunun sağlıklı bir şekilde analizine mani olmaktadır} karşın, Mısır'da miladî 900 ila 1380 yılları arasına ait basılı birkaç malzeme bulunmuştur. s. 155



Referanslar

[1] Jack Goody, Capitalism and Modernity: The Great Debate (Kapitalizm ve Modernlik: Büyük Tartışma), trc.İhsan Durdu, İstanbul, 2008.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder