12 Nisan 2017 Çarşamba

Vakfın Ehemmiyeti

Ahmed Cevdet Paşa'nın "Asrımızın İmam-ı A'zamı" dediği Ömer Hilmi Efendi (1307/1887), vakıflara dair kaleme aldığı eserinin ifâde-i mahsusasında vakfın ehemmiyetini bir hadîs-i şerîfin tefsiri ile beyân etmektedir [Ömer Hilmi Efendi, İthâfu'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evkâf, İstanbul: Matbaa-ı Âmire, 1307, s.9-10]:

Ez-cümle (İzâ mâte'l-insânü inkata'a amelühu illâ min selâsetin min sadakatin câriyetin ev ilmin yüntefe'u bihi ev veledin sâlihın yed'û lehu) hadîs-i şerîfdir.  Hadîs-i şerîf-i mezkurun terceme ve tefsîri:

İnsân vefât etdikde ameli münkatı' [kesilmiş] olub, artık defter-i a'mâline mesûbât [sevablar] kayd olunmaz olur. Fakat üç şeyden nâşî [dolayı] olan ameli münkatı' olmayub ondan dolayı ile'l-ebed defter-i a'mâline sevâb kayd olunur. 

Bu üç şeyden evvelkisi, ilâ yevmi'l-kıyâme cârî ve bâkî olan sadakadır ki vakf suretiyle inşâ olunan âsâr-ı hayriyedir [hayr eseleri]. Çünki hayatında bezl-i mâl [mâl sarfetme] ile âsâr-ı hayriye inşasına muvaffak olarak vefât eden insânın âsârıyla halk intifâ' ve istifâde etdikce, halk tarafından dâima hayr ve rahmet ile yâd edileceğinden bu sûretle ol insânın vefâtıyla ameli münkatı' olmayub ilâ-kıyâmı's-sâ'ati defter-i a'mâline mesûbât kayd olunur. 

İkincisi, kendisiyle intifâ' olunan ilmdir. Şöyle ki bir âlim ulûm-ı nâfi'adan [faideli ilimlerden] bir ilmi teşnegân-ı zülâl-i ilm ve ma'rifet [ilm ve marifet suyuna susamış] olan tüllâb-ı ulûma [ilim talebelerine] ta'lim ve tedris veyahud ulûm-ı nâfi'aya dâir bir eser-i müfid te'lifine muvaffak olarak vefât ederse, hayâtında kendisinden telakkî-i ilm etmiş olan şâkirdânı ol ilmi tâlibîne neşr ve ifâde veyahud ol âlimin hayatında te'lif etmiş olduğu eserinden erbâb-ı mütâla'a intifâ' ve istifâde etdikce ondan hâsıl olacak ücûr-ı cezileden [çok ecirler] ol âlim-i müteveffâ dahi hissemend olacağı cihetle öyle bir âlimin vefâtıyla ameli münkatı' olmuş olmaz. Ulûm ve ma'ârifin neşri hakkında bundan ziyâde teşvik ve tergib olamaz.

Üçüncüsü, vâlidin irtihalinden sonra ona hayr duâ eder veled-i sâlihdir. Zirâ bir insan hayatında salâh üzerine terbiye etmiş olduğu veledinin a'mâl-i sâliha ve de'avât-ı hayriyesinden ba'de'l-vefât müstefid olacağı cihetle hayru'l-halefe nâil olan pederin vefâtıyla ameli münkatı olmaz. İntehâ.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder