Osmanlı Devleti’nde XVI. asırdan itibaren kâdıların tayin beratlarında Hanefî mezhebinin esahh akvâliyle (en sahih kavilleriyle) hükmetmeleri şartı konulmuştur. İbrahim Halebî (v. 956/1594) Mültekâ’l-Ebhur adlı kitabında mezhebin kavillerini sistematik bir tasnife tabi tuttuğundan, sonraları Sultan İbrahim zamanında Mevkûfâtî Mehmed Efendi tarafından Osmanlı türkçesine tercüme edilmiş; âdetâ resmî hukuk kodu olarak mahkemelerde tatbik olunmuştur [1]. İrlandalı bankacı ve diplomat James Lewis Farley, "Sultan Türklere, Kur'an ve Mülteka da sultana hükmeder" demesi tesirini göstermesi cihetinden manidardır [2].
İbrahim Halebî kitabın başında telif sebebi için şunları yazmıştır [3]: “Bazı talebeler istifade etmek için, Kudûrî, Muhtâr, Kenz ve Vikâye kitaplarındaki meselelere şâmil, ibâresi kolay bir kitap cem etmemi istediler. Ben de onların talebine icâbet ettim. Ayrıca, Mecma’ kitabındaki meselelerden ihtiyaç duyulanlardan ve bir nebze de Hidâye’den ilave ettim”. Burada zikri geçen kitaplardan el-Muhtâr li’l-Fetvâ, Kenzü’d-Dekâik, Vikâyetü’r-Rivâye fî Mesâili’l-Hidâye ve Mecmau’l-Bahreyn mütûn-u mutebere-i erbaa (dört muteber metin), Kudûrî ise mütûn-u mutebere-i sitte (muteber altı metin) içindedir. Hidâye ise, muteber bir şerh kitabıdır.
Ne yazık ki, Osmanlı üzerine çalışan ilim adamlarından, Osmanlı’nın tatbik ettiği hukuk sistemi hakkında temel sayılabilecek malumata sahip kişi sayısı fazla değildir. Dolayısıyla Osmanlıyla alakalı yapılan analizler ve iktibaslar havada kalmaktadır. Oral Sander’in Anka'nın Yükselişi ve Düşüşü - Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme adlı kitabındaki iktibası buna misal verilebilir [4]: “Süleyman'ın yönetimi altında Osmanlı imparatorluğu daha Müslüman bir nitelik kazanmış ve bu durum da yeni bir yasal düzenlemeyi gerektirmiştir. Bu yüzden, Halepli Molla İbrahim bu işle görevlendirilmiş ve ortaya çıkan yasaya "Mülteka-ul-uther" (Denizlerin kavşağı) adı verilmiştir (Kinross, 1972: 206)”. Sander, sadece Kinross’dan iktibas yapmak yerine kitabın en azından türkçe tercümesine baksaydı, kitabın başka bir maksad için yazılmış olduğunu anlar ve kitabın ismini de doğru yazardı. Ayrıca, Beyazid Devlet Kütüphanesi’nde bulunan müellif nüshasına göre, kitabın telif zamanı Kanuni Sultan Süleyman’ın cülûsundan 3 sene evveline tekabül etmektedir [5].
Referans ve Notlar
[1] Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı Hukuku - Adalet ve Mülk, İstanbul, 2012, s. 163.
[2] James Lewis Farley, Turks and Christians: A Solution of the Eastern Question, London, 1876, s. 156. Kitaba buradan ulaşılabilir.
[3] İbrahim Halebî, Mülteka Tercemesi, Trc. Mevkûfâtî Mehmed Efendi, Dersaadet, 1312, cild-I, s. 7.
[4] Oral Sander, Anka’nın Yükselişi ve Düşüşü - Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme, Ankara, 1987, s. 57. Kitabın pdf haline buradan erişilebilir. İktibas edilen metnin alındığı yer için bkz. Patrick Balfour Baron Kinross, The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire, Cape, 1977, s. 206.
[5] Şükrü Selim Has, “Mülteka’l-Ebhur”, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. XXXI, İstanbul 2006, s. 550.
İbrahim Halebî kitabın başında telif sebebi için şunları yazmıştır [3]: “Bazı talebeler istifade etmek için, Kudûrî, Muhtâr, Kenz ve Vikâye kitaplarındaki meselelere şâmil, ibâresi kolay bir kitap cem etmemi istediler. Ben de onların talebine icâbet ettim. Ayrıca, Mecma’ kitabındaki meselelerden ihtiyaç duyulanlardan ve bir nebze de Hidâye’den ilave ettim”. Burada zikri geçen kitaplardan el-Muhtâr li’l-Fetvâ, Kenzü’d-Dekâik, Vikâyetü’r-Rivâye fî Mesâili’l-Hidâye ve Mecmau’l-Bahreyn mütûn-u mutebere-i erbaa (dört muteber metin), Kudûrî ise mütûn-u mutebere-i sitte (muteber altı metin) içindedir. Hidâye ise, muteber bir şerh kitabıdır.
Ne yazık ki, Osmanlı üzerine çalışan ilim adamlarından, Osmanlı’nın tatbik ettiği hukuk sistemi hakkında temel sayılabilecek malumata sahip kişi sayısı fazla değildir. Dolayısıyla Osmanlıyla alakalı yapılan analizler ve iktibaslar havada kalmaktadır. Oral Sander’in Anka'nın Yükselişi ve Düşüşü - Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme adlı kitabındaki iktibası buna misal verilebilir [4]: “Süleyman'ın yönetimi altında Osmanlı imparatorluğu daha Müslüman bir nitelik kazanmış ve bu durum da yeni bir yasal düzenlemeyi gerektirmiştir. Bu yüzden, Halepli Molla İbrahim bu işle görevlendirilmiş ve ortaya çıkan yasaya "Mülteka-ul-uther" (Denizlerin kavşağı) adı verilmiştir (Kinross, 1972: 206)”. Sander, sadece Kinross’dan iktibas yapmak yerine kitabın en azından türkçe tercümesine baksaydı, kitabın başka bir maksad için yazılmış olduğunu anlar ve kitabın ismini de doğru yazardı. Ayrıca, Beyazid Devlet Kütüphanesi’nde bulunan müellif nüshasına göre, kitabın telif zamanı Kanuni Sultan Süleyman’ın cülûsundan 3 sene evveline tekabül etmektedir [5].
Referans ve Notlar
[1] Ekrem Buğra Ekinci, Osmanlı Hukuku - Adalet ve Mülk, İstanbul, 2012, s. 163.
[2] James Lewis Farley, Turks and Christians: A Solution of the Eastern Question, London, 1876, s. 156. Kitaba buradan ulaşılabilir.
[3] İbrahim Halebî, Mülteka Tercemesi, Trc. Mevkûfâtî Mehmed Efendi, Dersaadet, 1312, cild-I, s. 7.
[4] Oral Sander, Anka’nın Yükselişi ve Düşüşü - Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme, Ankara, 1987, s. 57. Kitabın pdf haline buradan erişilebilir. İktibas edilen metnin alındığı yer için bkz. Patrick Balfour Baron Kinross, The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire, Cape, 1977, s. 206.
[5] Şükrü Selim Has, “Mülteka’l-Ebhur”, Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. XXXI, İstanbul 2006, s. 550.