Sadri Maksudi'nin Hukuk Tarihi Dersleri kitabına bakarken "Leibniz'in Hukuk Tarihine Hizmeti" başlıklı bölüm gözüme ilişti [1]. Yakın zamanda bu konuyu ele alan var mıdır diye scholar.google.com sitesinde tarama yaparken "Law & Geometry: Legal Science from Leibniz to Langdell" başlıklı makaleye tesadüf ettim [2]. Makale eskilerden bir beyiti hatırlattı [3]:
Hendese ilm-i fıkhın mîzânıdır,
Kim ânı kem eyleye, nâsın çingânıdır.
Hendese, yani geometri, fıkıh ilminin terazisi, ölçüsüdür. Kim onu aşağı görürse, insanların aşağısıdır. Bugün fıkıh kelimesini tam karşılamasa da, İslam Hukuku (Islamic law) tabiri kullanılmaktadır [4]. Yani hukuk ve geometri arasında bir irtibat kurulmaktadır. Bu irtibat sadece, Katip Çelebi'nin Mizânü'l-Hakk kitabında zikrettiği hendese bilen kâdı ile bilmeyen arasındaki farkın tayini için olmasa gerek. Hendesede teoremler ispatlanarak kesin bilgiye ulaşılmaya çalışılmaktadır. Buna, İmam Gazalî Tehâfütü'l-Felâsife kitabında temas etmektedir. Hendese, medreselerin lağvına kadar müfredattaki yerini muhafaza etmiştir [5]. Cizvit Papazı Toderini (1728-1799) medreselerde hendeseye gösterilen alakayı zikretmekten kendini alamamıştır [6].
Referans ve Notlar
[1] Sadri Maksudi, İkinci Sene Hukuk Tarihi Dersleri, 1926-1927 sene-i tedrisiyesinde takrir edilen ders notları, Ankara Hukuk Mektebi, s. 9. Kitabın pdf haline buradan ulaşılabilir.
[2] M. H. Hoeflich, "Law & Geometry: Legal Science from Leibniz to Langdell", The American Journal of Legal History, vol. 30, no. 2 (Apr., 1986), pp. 95-121.
[3] Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci bir konuşmasında bu beyitin, Osmanlı devrinde Darü'ş-Şafaka Lisesi'nde duvara asılı olduğunu söylemişti.
[4] Fıkıh, günümüz hukuk mefhumundan daha şümüllüdür. Hukukdan fazla olarak ferd ile Allah arasındaki münasebeti de ele almaktadır. Dolayısıyla, İslam Hukuku denildiğinde ibadât hariç fıkhın diğer kısımları (muamelat ve ukubat) kastedilir.
[5] Osmanlı son devrinde hendeseye dair çok sayıda telif ve tercüme kitap neşredilmiştir. Bunlar bugün bile ehemmiyetini muhafaza etmektedir. Mesela Fransız matematikçi Hadamard'ın (1865-1963) Leçons de géométrie élémentaire adlı hendeseye dair hacimli kitabı, Lozan Üniversitesi Riyaziyat bölümü mezunlarından Ahmed Nazmi tarafından Osmanlıcaya tercüme edilip, liselerde okutulmuştur. 2008 senesinde American Mathematical Society tarafından Lessons in Geometry adıyla İngilizce tercümesi neşredilmiştir.
[6] Giambatista Toderini, Türklerin Yazılı Kültürü, Fransızcadan trc. Ali Berktay, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2012, s.65-67. Berktay'ın tercümesi maalesef çok kötü. Toderini'nin Osmanlı ilim ve kültür hayatını ele aldığı bu kitabı, Berktay'ın uzak olduğu bir saha olsa gerek. Tercüme üzerine yazılan bir tenkid yazısına buradan ulaşılabilir. Kitabın orjinali, İtalyanca kaleme alınmıştır. Orjinalinden tercüme edilse ne güzel olur!
[3] Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci bir konuşmasında bu beyitin, Osmanlı devrinde Darü'ş-Şafaka Lisesi'nde duvara asılı olduğunu söylemişti.
[4] Fıkıh, günümüz hukuk mefhumundan daha şümüllüdür. Hukukdan fazla olarak ferd ile Allah arasındaki münasebeti de ele almaktadır. Dolayısıyla, İslam Hukuku denildiğinde ibadât hariç fıkhın diğer kısımları (muamelat ve ukubat) kastedilir.
[5] Osmanlı son devrinde hendeseye dair çok sayıda telif ve tercüme kitap neşredilmiştir. Bunlar bugün bile ehemmiyetini muhafaza etmektedir. Mesela Fransız matematikçi Hadamard'ın (1865-1963) Leçons de géométrie élémentaire adlı hendeseye dair hacimli kitabı, Lozan Üniversitesi Riyaziyat bölümü mezunlarından Ahmed Nazmi tarafından Osmanlıcaya tercüme edilip, liselerde okutulmuştur. 2008 senesinde American Mathematical Society tarafından Lessons in Geometry adıyla İngilizce tercümesi neşredilmiştir.
[6] Giambatista Toderini, Türklerin Yazılı Kültürü, Fransızcadan trc. Ali Berktay, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2012, s.65-67. Berktay'ın tercümesi maalesef çok kötü. Toderini'nin Osmanlı ilim ve kültür hayatını ele aldığı bu kitabı, Berktay'ın uzak olduğu bir saha olsa gerek. Tercüme üzerine yazılan bir tenkid yazısına buradan ulaşılabilir. Kitabın orjinali, İtalyanca kaleme alınmıştır. Orjinalinden tercüme edilse ne güzel olur!