Mekteb-i Harbiye'yi ziyaret eden İngiliz şâir ve roman yazarı Pardoe (1806-1862) şunları yazar [1]:
"Müessesede vazifeli her muallim, her zâbit bizi selamlayıp grubumuza katılmıştı. Bunlar arasında göze çarpanlardan biri de istihkâm muallimiydi. Melez olmasının yanı sıra, görme talihsizliğine uğradığım en korkunç şaşılık ondaydı. Muhafız yüzbaşısı ise çok şişman ve kibirli bir zenciydi. Zenci zabitler ve neferler Türkiye'de oldukça yaygın; burada bir insanın ten rengi, hizmetlerinden istifade etmeye bir mani teşkil etmediği gibi, onu mükafatsız bırakmanın da bahanesi değil."
"... every Professor and Officer connected with the Institution having made his bow, and joined the party. And not the least conspicuous of the number was the Professor of Fortification, who, besides being a Creole, had one of the most frightful and resolute squints I ever had the misfortune to meet with; and the Captain of the Guard, a very corpulent and consequential negro. Black officers and soldiers are, however, common in Turkey, where a man's colour is never construed into an objection to profit by his services, nor an excuse for leaving them unrewarded." [2]
Referanslar
[1] Julia Pardoe, Sultanlar Şehri İstanbul, Trc. M. Banu Büyükkal, İstanbul, 2010, s. 145.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder